Kur’an Ayetlerinde Hz. İmam Ali – 5

Kur’an Ayetlerinde Hz. İmam Ali – 5 yazımızda, Maide suresindeki ayetler incelenecektir.

1- “İnkara sapanlar ve ayetlerimizi yalanlayanlar ise, alevli ateşin halkıdırlar onlar.” (Maide, 10)

Hafız İbn-i Meğazili’nin rivayetine göre İbn-i Abbas rivayet ediyor ki Resulullah şöyle buyurdu: “İnkara sapanlar ve ayetlerimizi yalanlayanlar.” Yani  “Ali’nin velayetidir. Ali’nin velayet hakkını tanımak bütün alemlerin üzerine farzdır.” [1]

2- “And olsun ki Allah İsrail oğullarından kesin söz almıştır. Onlardan on iki güvenilir gözetleyici göndermiştik.” (Maide,12)

İbni Abbas şöyle demiştir, Cabir b. Abdullah Ensari ayağa kalkarak: “Ya Resulullah imamların sayısı kaçtır?” dedi. Resulullah şöyle buyurdu: “Ya Cabir bana sorduğun için Allah sana rahmet eylesin, imamların sayısı Allah-u Teala’nın şu ayette buyurduğu İsrail oğullarının on iki güvenilir gözeticileri kadardır. Allah buyuruyor ki: “And olsun ki”, “Ey Cabir imamlar 12 tanedir. Onların evveli Ali bin Talib ve sonuncusu Muhammed Mehdi ‘dir.” [2]

3- “Onları dosdoğru yola yöneltip iletir.” (Maide, 16)

Hakim Haskani Hanefi’nin rivayetine göre Yeman Mevla Mesab b. Zübeyr şöyle demiştir: “Ali bin Ebi Talib, insanları doğru yola iletir.” [3]

4- “Ey İman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve sizi O’na yaklaştıracak vesile arayın.” (Maide, 35)

İmam Ali dedi ki, Hz. Resulullah bu ayetin tefsirinde öyle buyurdu: “Evladımdan gelecek olan imamlara itaat, Allah’a itaattir, onlara isyan Allah’a isyandır. Onlar kopmayan kulp ve Allaha vesiledirler.” [4]

Allame Hindi bu ayetin tefsirinde, Ehl-i Beyt’in kıyamet gününde Allah’a vesile veren yakınları olduğunu kaydediyor. [5]

Bu ayeti kerimenin İmam Ali hakkında indiğini birçok Sünni alimi kaydetmektedir. Onlardan bazdan şunlardır:
-Menkıb İbn-ı Meğazili s. 56.
-İbni Hacer Heysemi, Mecme-ul Zevaid, c. 1 s. 239.
-Menakib-ul Mi’et, Menakib s. 36.

5- “Ey İman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah’ın lütfu ve ilmi geniştir.” (Maide, 54)

Fahri Razi bu ayetin tefsirinde şöyle rivayet etmiştir: “Bu ayet Ali hakkında indi.” dedikten sonra şöyle naklediyor: “Hz. Resulullah sancağı ona verdiği gün buyurduğu söz ona dalalet ediyor: “Sancağı öyle birisine vereceğim ki, o Allah’ı ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever.” bu vasfı edilen sıfatlar bu ayette zikredilen sıfatlardır. [6]

6- “Sizin veliniz ancak Allah, O’nun Peygamberi ve salat kılan ve rüku halinde zekat veren müminlerdir.” (Maide, 55)

Ehl-i Sünnet’in önde gelen tefsir alimlerinden biri olan Fahri Razi şöyle rivayet etmiştir. Ebu Zer rivayet etti ki: “Bilin ki bir gün Hz. Resulullah ile birlikte öğle salatı kıldığımız bir sırada, bir dilenci mescittekilerden sadaka istedi fakat ona kimse bir şey vermedi. Bu sırada Hz. Ali rükû halindeydi. Elinin küçük parmağını ona doğru uzattı o parmağında yüzük vardı. Dilenci gidip yüzüğü hazretin parmağından çıkarıp aldı. Bunun üzerine Hz. Resulullah Allah’a yakararak şöyle dua etti “Allah’ım kardeşim Musa sana dua etti ve “Rabbim gönlümü aç işimi kolaylaştır. Dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü anlasınlar. Ailemden bana bir yardımcı ver. Kardeşim Harun’u… Onunla kuvvetimi arttır. Onu işime ortak et ki, seni çokça tespih edelim. Şüphesiz sen bizi görensin’ [7] dedi.

“Sende ona, “Senin isteklerin sana verildi. Ey Musa!” [8] diye vahyettin.

Allah’ım! bende senin kulun ve peygamberinim benimde gönlümü aç, işimde kolaylık sağla, ailemden Ali’yi, bana yardımcı ver, onunla kuvvetimi arttır.” Ebu Zer diyor ki: “And olsun Allah’a! Henüz Hz. Resulullah sözünü tamamlamamıştı ki, Cebrail “Sizin veliniz ancak Allah, onun peygamberi ve salat kılan ve rüku halinde zekat veren müminlerdir.” ayetini getirdi. [9]

Bu ayetin İmam Ali hakkında indiğine dair Ehl-i Sünnet alimleri ittifak etmişlerdir ve onlardan bazıları şunlardır:

1. Harezmi, Ensab-ul Eşref c.2, s.150.
2.Tefsir Muhiddin bin Arabi, c.1, s. 334.
3.Menakib Havarezmi, s. 186.
4.Cami-ul Beyan (Taberi), c.1 s .165.
5.İbn Kesir, Tefsir’ul Kur’an-ul Azim, c. 2, s. 71.
6. Vahidi, Esbab-ul Nuzul, s. 148, Mısır baskısı.
7. Suyuti, Durr’ul Mensur, c. 2, s. 295.
8. Mutteki Hindi, Kenzul Ummal, c. 6, s. 405.
9. Şevkani, Feth-ul Gadir, c. 2, s. 50.
10. İbn Esir, Camı-ul Usul, c. 9, s. 478. 11. Kenci, Kiyafetul Talib, s. 250.
12. Tefsir Kurtubi, c. 9, s. 336.
13. Hafız Kunduzi, Yenabi-ul Mevedde, s. 202.

7- “Kim Allah’ı, Peygamberini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz Allah’ın ordusu olanlar üstün gelirler.” (Maide, 56)

İbn-i Abbas şöyle demiştir: “Kim Allah’ı, Peygamberini ve inananları veli kabul ederse…” ayeti kerimesi İmam Ali hakkında has olarak indi. Hafız Hakim Haskani bu ayetin tefsirinde, İbn-i Abbas Hz. Resulullah’tan şöyle rivayet etmiştir: “… yüzüğü sana kim verdi?” Dilenci şöyle dedi: “Ayakta olan kişi Ali bin Ebi Talib” Hz. Resulullah şöyle sordu: “Yüzüğü nasıl bir vaziyette verdi.” O dedi: “Yüzüğü salatta rüku halinde iken verdi.” Hz. Resulullah bunu duyduğunda tekbir getirerek şöyle dedi: “Allah-u Teala şöyle buyuruyor! Kim Allah’ı, Peygamberini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz Allah’ın ordusu üstün gelir.” [10]

8- “Ey Peygamber, Rabbin tarafından indirilen emri bildir…” (Maide, 67)

Vahidi’nin nakline göre, bu ayeti kerime Gadir Hum günü Ali bin Ebi Talib hakkında indi. Fahreddin Razi bu ayetin tefsirinde şöyle naklediyor: “Ey Peygamber, Rabbin tarafından indirilen emri bildir ve eğer bu tebliği ifa etmezsen, O’nun elçiliğini yapmamış olursun…” ayeti kerimesi, Ali bin Ebi Talib hakkında indi. [11] Ayet indiğinde Ali’nin elinden tutup, Resulullah şöyle buyurmuştur:  “Ben kimim mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Ey Allah’ım Ali’nin vilayetini kabul edip onu seveni sen de sev ve onun vilayetini inkar edip düşman olana sende düşman ol.” [12]

Cemaleddin Suyuti’nin “Durr’ul Mensur” adlı tefsir kitabında şöyle naklediliyor:

Ebu Said El-Hudri rivayet etti ki: “Bu ayeti kerime, Gadir Hum günü Ali bin Ebi Talib hakkında indi.”

Başka bir rivayette, Abdullah b. Mesud şöyle buyurmuştur: “Bizler Resulullah zamanında bu ayeti kerimeyi şöyle okurduk, (Ey Peygamber) Ali’nin müminlerin mevlası olduğunu sana inen emir üzere bildir ve eğer bu tebliği ifa etmezsen onun elçiliğini yapmamış olursun…” [13]

Ehl-i Sünnetin önde gelen alimleri bu ayetin tefsirinde hepsi yukarıda aktardığımız gibi ittifak etmişlerdir. Ve onların önde gelenleri şunlardır:

-Muhammed el Şevkani, Felh-ul Kadir, c. 2 s. 57.
-Hakim Haskani, Sevahid-ul Tenzil, c. 1, s. 188-190.
-Allame Nişaburi Ebu Bekir Muhammed b. Hasan (Şafii) Tefsir-ul Nişaburi, c. 6, s. 194-195.
-İbn-i Esir, Es’ed-ul Ğabe, c. 2, s. 67, Kahire baskısı.
-Taberi, Zuhair Ukba, s. 67, Kahire baskısı.
-Ahmed Bin Hanbel, Musned, c. 4, s. 281, Mısır baskısı.
-Belği, Menakib s. 28 Hind.
-İbn Hacerul Askalani,Tehzib Tehzib, c. 3, s. 327.
-Zehebi, Mizan-ul İrtidal, c. 2, s. 107.
-Nisai, Hasais Emiril Müminin s. 89.

9- “Ey iman edenler akitleri yerine getirin” (Maide, 1)

Zehebi, Abdullah b. Abbas’ın, bu ayetin tefsirinde şöyle dediğini nakletmiştir. “Kur’an’da her nerede “Ey İman edenler” hitabı varsa, işte bu hitabın efendisi başta Ali’dir. Yüce Allah kitabında sahabeleri ayıpladığı halde, Ali’yi her zaman iyilikle anmıştır.” [14]

10- “Allah buyurur ki, “İşte bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür.” (Maide,119)

 Allame Hindi’nin rivayetine göre İbn-i Abbas şöyle dedi: “Ali sıddıkların efendisidir.[15]


Kaynaklar:

1- Menakib ibni Meğazili, s. 322-323.

2- Menakib Mi’et Menakib, s. 28-29.

3- Şevahid-ul Tenzil, c.1, s. 65.

4- Yenabiul Mevedde, 92.

5- Irceh-ul Metalib, s. 591-592.

6- Mefatih-ul Ğayb c. 12 s. 30; Esnal Mutalib lil Cezni, s. 10-11.

7- Ta-Ha Suresi 25-35.

8- Ta-Ha Suresi 36.

9- Fahri Razi, Tefsir’ul Kebir c.12 s. 26, Beyrut baskısı.

10-  Şevahid-ul Tenzil, c. 1, s. 185-186.

11- Vahidi, Esbab-ul Nuzul, s. 135.

12- Tefsir-ul Kebir, c. 6, s. 53.

13- Suyuti, Durr’ul Mensur, c. 2, s. 298.

14- Zehebi, Mizan İtidal, c. 3, s. 311.

15- Irceh-ul Metalib s. 19.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir