Alevilikte Gadir-i Hum
Gadir-i Hum her ne kadar Aleviler tarafından bayram olarak kutlanıp önemsense de birçok Ehl-i Sünnet alimi de bu gerçeği itiraf etmektedir. Bu konuda ele aldığımız bu yazı bu alanda çok küçük bir çalışmadır bu konu hakkında daha detaylı bilgileri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
1) Tirmizi
Ehl-i Sünnet’in altı büyük kitabından biri olan Sünen-i Tirmizi kitabının yazarıdır. Gadir-i Hum hadisi hakkında şöyle demiştir: “Doğru ve sahih bir hadistir.” [1]
2) Ebu Cafer et-Tahavî
Hanefi mezhebinin fıkıh ve akait bilgini olan Tahavi ve kitapları, Vahabiler de dahil olmak üzere tüm İslam mezheplerinin müfredatında bulunmaktadır. Tahavi Gadir-i hum hadisi konusunda şöyle demiştir: “Bu hadis sahihtir ve Gadir hadisinin rivayetinde yanlış bir şey yoktur.”[2]
3) İbn-i Abdilberr
Gadir-i Hum hadisini naklettikten sonra şöyle diyor: “Tüm Gadiri Hum vargı [3] ve hadisleri sabittir ve sahih olduğu kanıtlanmıştır. [4]
4) Hâkim en-Nişaburî
İranlı hadis ve tefsir bilginidir. Gadir-i Hum ile ilgili bir çok rivayetten bahseder ve “Bu rivayetler doğrudur” der.
5) İbn Kesir
İbn Kesîr, Suriyeli muhaddis, müfessir ve tarihçi. İslam dünyasında kaynak eser olan El Bidaye ve’n Nihaye’yi yazmıştır. İbn Kesir Gadir-i Hum hadisi hakkında : “Bu doğru bir hadistir.” demiştir. [5] İbn Kesir yine şöyle demiştir: “Bu sıkça rivayet edilen bir hadistir ve Hz. Muhammed’in (saa) kendisi tarafından rivayet edildiğinden şüphem yok.” [6]
6) İbn Hacer el-Askalanî
Gadir hadisinin belgelerinin ve referanslarının çoğu “sağlam” ve “doğru”dur. [7]
7) Zehebî
Zehebî der ki: “Bu hadis mütevatir olarak nakledilmiştir ve ben onun Resulullah’tan nakledildiğine yakin ettim. “Allah’ım O’nu veli edineni veli edin” cümlesine gelince, onun da senedi kuvvetlidir.” [8]
8) Ziyaddin Makbali (Ölüm Hicri 1108)
Gadir hadisi kesin ve açık değilse, o zaman dinde kesin ve açık bir sözümüz olmayacaktır. [9] Eğer sahabenin 130’u tarafından çeşitli şekillerde anlatılan ve hatta bazıları bunun için 250 belge ve referanstan bahsederken bu konuya hâlâ şüphe edilebilirse, o zaman İslam’da atıfta bulunabileceğimiz kesin bir rivayete sahip olmayacağız ve daha fazla güveneceğimiz kesin bir anlatımımız olmayacaktır. [10]
9) Mirza Muhammed Badakhshi
“Dogmatik bir kişi olmadıkça ve bu dogmatizm, onu hakikati idrak etmekten alıkoymadıkça veya kasten cahil olmadıkça, hiç kimse Gadir Hadis’inin sahihliğini sorgulamaz, yani onun doğruluğundan emin olmasına rağmen onu inkar ettiği anlamına gelir.” [11] ve “Bu kişinin sözleri değerli değildir.” demiştir.
10) Şihabuddin Mahmud el-Alusi
“Evet, bize kanıtlanmıştır ki, Gadir’de Hz. Muhammed (saa), İmam Ali hakkında şöyle demişti: “Ben kimin mevlası isem, artık Ali de onun mevlasıdır.” [12]
11) Gazzâlî (İmam Gazali)
“Neredeyse tüm Sünniler Gadir-i Hum hadisinin metni üzerinde hemfikirdir.” [13]
12) Ahmed b. Muhammed es-Simnânî
“Bu hadis, sıhhatinde herkesin ittifak ettiği bir hadistir.”
13) İbn-i Cezerî
“Bu, sıkça rivayet edilen bir rivayettir ve birçokları tarafından rivayet edilmiştir ve onu tahrif etmek isteyenler eğitimsizdirler.” diyor. [14]
14) Suyuti
Manavi, Suyuti’den hadisin sıkça rivayet edildiğini söyleyerek alıntı yapar. [15]
15) Molla Ali el-Kari
Bu sıkça rivayet edilen bir hadistir ve bunda şüphe yoktur ve Ali’nin halifeliği konusunda bazıları tartışırken 30 sahabe onun sahihliğine şehadet etmişlerdir.
Gadir Hadisinin Ehl-i Sünnet Kitaplarındaki Senetleri
1- Ahmed bin Hanbel, Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 4, s. 281.
2- Alûsî, Ruhu’l-Meani, c. 2, s. 384.
3- Bedruddin Hanefî, Umdetu’l-Kari fî şerhi’l-Buharî, c. 8, s. 584.
4- Celâleddin Suyutî, Tarih-u Hulefa, s. 114, Dürrü’l-Mensur, c. 3, s. 117.
5- Ebu’l- Müeyyid Muvaffak b. Ahmed-i Harezmî, Menakib-u Harezmî, s. 130.
6- Fahru’r-Razi, Tefsir-u Fahru’r-Razi, c. 3, s. 636.
7- Hafız Haysemî, Mecme’uz Zevaid, c. 9, s. 106.
8- Hakim Haskani, Şevahidu’t-Tenzil li kavaidi’t-tefzil, c.1, s.187.
9- Hatib-i Bağdadî, Tarih-i Hatib-i Bağdadî, c. 8, s. 290.
10- İbn-i Asâkir, Tarih-i Dımeşk, c. 2, s. 86.
11- İbn-i Esir, Usdu’l-Gâbe, c. 3, s. 307 ve c. 5, s. 205
12- İbn-i Hacer, el-İsabe, c. 1, s. 372.
13- İbn-i Kesir Dimeşkî, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 5, s. 214 ve s. 209.
14- İbn-i Kuteybe Dinveri, el-Mearif, s. 291.
15- İbn-i Mace, Sünen-i İbn-i Mace, c. 1, s. 28 ve 29.
16- İmam Nesâî, Hesaisu’l-Nesâî, s. 16.
17- İbn-i Sebbağ-i Malikî, Fusus’ul Muhimme, s. 25.
18- İbn-i Talha Şafiî, Metalibu’s-Seul, c. 1, s. 44.
19- Kunduzi Hanefi, Yenabi’ul Mevedde, s. 40.
20- Muhammed Reşid Rıza, El-Menar, c. 2, s. 86.
21- Muttaki-i Hindî, Kenz’ul Ummal, s. 6, s. 398.
22- Suyuti, ed-Durru’l-Mansur, c. 2, s. 259.
23- Şehristanî, El-Milel-u Ve’n-Nihel, c. 1, s. 163.
24- Şemsuddin Cezeri, Esne’l-Metalib s. 4.
25- Şevkanî, Fethü’l-kadir, c.2, s.60.
26- Tirmizî, Nevadir’ul Usul.
Ehl-i sünnet âlimlerinin birçoğu da bu ayetin (“Bu gün size dininizi kamil ettim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip beğendim.” Maide, 3) Gadir-i Hum’da İmam Ali’nin hilafete tayin edilişinden sonra nazil olduğunu rivayet etmişlerdir. Rivayet edenlerden bir kısmı ve kitapları şunlardır:
1- İbn-i Asakir’in yazdığı ‘Tarih-i Dimeşk”, c. 2, s.75.
2- İbn-i Meğazili Şafii’nin yazdığı “Menakib-i Ali İbn-i Ebu Talib”, s.19.
3- Hatib-i Bağdadi’nin yazdığı ‘Tarih-i Bağdat”, c. 8, s. 290.
4- Suyuti’nin yazdığı “El İtkan”, c.1, s. 31.
5- Harezmî Hanefi’nin yazdığı “El Menakıb”, s. 8O. 6- Sibt İbn-i Cevzi’nin yazdığı ‘Tezkiret’ül Havass,
s. 30.
7- ‘Tefsir-i İbn-i Kesir’, c. 2, s.14.
8- Alusi’nin yazdığı ‘Ruhu’l Meani” adlı tefsir, c. 6, s. 55.
9- İbn-i Kesir Dimeşk’in yazdığı “EI-Bidayet-u Ve’n Nihaye” adlı kitap, c. 5, s. 213.
10- Suyuti’nin yazdığı “Ed-Dürr’ül Mensur” adlı tef- sir, c. 3, s.19.
11- Kunduzi El-Hanefi’nin yazdığı “Yenabi’ul Me- vedde” adlı kitap, s. 115.
12- Haskani El-Hanefi’nin yazdığı “Şevahid’ut Ten- zil”, c.1, s.157.
Gadir-i Hum hadisini, zikrettiğimiz Ehl-i Sünnet âlimlerinden dışında, Tirmizi, İbn-i Mâce, İbn-i Asakir, Ebu Naim, İbn-i Esir, Harezmî, Suyuti, İbn-i Hacer, Haysemi, İbn-i Sabbağ Maliki, Kunduzi, Hanefi, İbn-i Meğazili, İbn-i Kesir, Himvini, Haskani, Gazali ve Buhari gibi Ehl-i Sünnet âlimleri de nakletmiştir. Buhari, bu hadisi “Tarih” kitabında nakletmiştir.
Dipnotlar:
1- Sünen-i Tirmizi Cilt 5, Sayfa 633. Minhâc’ûs-Sünne en-Nebeviyye Cilt 7, Sayfa 320.
2- Müşkili’l Âsâr Cilt 2, Sayfa 308.
3- Bir akıl yürütmenin, bir kıyasın sonunda ulaşılan sonuç, netice.
4- El-İsteab, Cilt 3, Sayfa 1100.
5- el-Bidaye ve’n-Nihaye, Cilt 5, Sayfa 209.
6- el-Bidaye ve’n-Nihaye, Cilt 5, Sayfa 214.
7- Fethu’l-Bârî, Cilt 7, Sayfa 74.
8- İbn Kesir Dimeşkî, Ebu’l-Feda İsmail b. Ömer el-Kureşî, Siretu’n-Nebeviyye, c. 4, s. 426 ve Bidâyetü’l-Nihâye, c. 5, s. 214, yay. Mektebetü’l-Mearif, Beyrut.
9- Abhas Masdadah, Sayfa 122.
10- Yani bu konu o kadar açık ve kesin bir konudur ki bunun inkar edilmesi demek İslam dininde başka hiçbir konunun kabul edilmemesine sebep olacaktır. Çünkü bu konu hakkındaki deliller diğer konulardan daha fazladır. Özetle bu meselenin inkarı mümkün değildir.
11- Nuzul el- Ebrar bi-ma Menakıb Ehl-i Beyti Ethar Sayfa 21.
12- Ruhu’l Meani, Cilt 6, Sayfa 61.
13- Ser El-Alamin, Sayfa 9.
14- El-Gadir, Şeyh El- Emini Cilt. 1, Sayfa 299.
15- Feiz El-Gadir. Cilt 6, Sayfa 218.