Devriyeler

Devir, sözlükte; dönme, kendi etrafında hareket etme manasına gelir. Tasavvufta ise “İnsanın gayp âleminden ayrılıp maddî âleme gelmesi; su, hava, ateş, toprak, bitki ve hayvan [ve insan] devrelerini geçirdikten sonra tekrar geldiği yere dönüp ‘fenâfillâh’ mertebesine erişerek Hak’la Hak olması hâdisesinin tâkip ettiği seyre verilen isim.” manasındadır. Devir telakkisine sahip mutasavvıflar, mutlak varlıktan tecelli suretiyle ayrılan nesnelerin çeşitli safhalardan geçtikten sonra varlıkların en süflisi olan madde mertebesine kadar indiğini, sonra yükselerek bulunduğu noktaya geldiğini iddia ederler.

Devam

Tevhidler ve Münâcatlar

Tevhid sözlükte birlemek demektir. Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı’nda ise Allâh’ın varlığı ve birliğine dair yazılan manzum veya mensur eserlere tevhid denir. Münâcat, sözlükte fısıldama, kulağa söyleme anlamında iken terim anlamıyla; Allâh’a niyâzda bulunma, yalvarma, yakarma, konusu Allâh’a dua etmek olan şiir anlamına gelir. Klasik İslâm Edebiyatı’nın telif geleneğine göre, bir yazar eserini yazmaya, hamdele ve salvele bölümleriyle başlar. Yazılan eser manzum ise hamdele ve salvele bölümlerinin yerini tevhid, münâcat, na’t gibi dinî içerikli şiirler alır. Aslen sadece lâ-dinî alanda eser veren büyük şairlerin dahi gelenek uyarınca bu türden eserler kaleme alması neticesinde şâheser niteliğinde tevhid ve münâcatlar meydana konmuştur.

Devam