İmam Sadık’ın Dilinden Tevhid

Mısır’da bir ateist vardı. Bu adam, İmam Cafer Sadık’ın bazı sözlerini duymuştu. Onunla tartışmak için Medine’ye geldi. Fakat ora­da İmam’ı göremedi. Ona İmam Mekke’ye gitti, dediler. O da İmam’ın peşinden Mek­ke’ye geldi. Biz İmam Cafer Sadık ile beraberdik. Adam bizimle karşılaştı. Biz de İmam Cafer Sadık ile birlikte Kâbe’yi tavaf ediyorduk. Adamın adı Abdulmelik, künyesi de Ebu Abdullah’tı. Adam, omzunu Ebu Abdullah’ın omzuna dokundurdu.

Devam

İhlas Suresinin Tefsiri

İhlas Suresinin Tefsiri; Veheb b. Beheb, İmam Sadık’ın şöyle dediğini duyduğunu rivayet eder: “Filistin’den bir heyet İmam Muhammed Bakır’ın yanına gelerek birtakım konular hakkında sorular sordular, İmam Muhammed Bakır cevaplarını verdi, sonra “Samed” hakkında sordular. İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu:

Devam

İmam Rıza’nın Tevhid ile İlgili Konuşması

Mekke’den dönüp Horasan’a gittiğim bir sırada Irak’a doğru giden İmam Rıza ile karşılaştım. Onun şöyle dediğini duydum: “Kim Allah’tan korkup sakınırsa başkaları da onun heybetinden ürker. Kim Allah’a itaat ederse başkaları da ona itaat eder.” Ben yavaşça ona doğru yaklaştım ve selâm verdim. Selâmımı aldı sonra şöyle buyurdu:

Devam

Hz. Muhammed’in İmam Ali’ye Tavsiyeleri – 1

1- “Ya Ali, Allah’ı gazaplandıracak bir şeyle hiçbir kimseyi razı etmemen, Allah’ın verdiği bir şeyden dolayı başkasını methetmeyip, Allah’ın senden esirgediği bir şeyden dolayı da kimseyi yermemen, yakine ermenin alametidir. Çünkü rızık, ihtiras sahibinin ihtirasıyla elde edilemeyeceği gibi, istemeyenin istememesiyle de önlenmez. Gerçekten Allah-u Teâlâ, kendi hikmet ve lütfu gereği rahatlık ve mutluluğu yakinde ve (kaza ve kadere) rıza göstermekte karar kılmıştır, gam ve üzüntüyü ise, şüphe ve (kaza ve kadere) hoşnutsuzluktadır.”

Devam

Hak Teala’nın Resulü Muhammed’e (saa) Tavsiye ve Öğütleri – 1

“Ya Muhammed, ben seni ve Ali’yi bedensiz bir nur olarak yeryüzünü, gökleri, denizi ve Arş’ımı yaratmadan önce yarattım. Sen o zaman içerisinde sürekli “Lâ ilâhe illallah” derdin, beni ulular, ve tazim ederdin. Sonra ikinizin ruhunu bir araya getirerek tek ruh kıldım ki bundan sonra artık o ruh “Lâ ilâhe illallah” söyler, beni tenzih ve takdis ederdi. Daha sonra o ruhu ikiye ve ikiyi de dörde böldüm; onların biri Muhammed, biri Ali, diğer ikisi ise Hasan ve Hüseyin’dir.”

Devam