Nesîmî’nin Hayatı ve Eserleri
Nesîmî’nin ismi “Nesîmüddîn”, “Abdülmenâf Seyyid İmâdüddîn” “İmâdüddîn” olarak zikredilir. Başka kaynaklarda şairin isimleri arasında “Alî, Muslihüddîn” “Celâleddîn” de verilmiştir. İlk dönem Hurûfî yazarlarından Emîr Gıyâseddîn, İstivâ-nâme’sinde Nesîmî’yi “Seyyid-i saîd-i şehîd Emîr Seyyid İmâdüddîn Nesîmî” şeklinde anmıştır. Günümüzde bunlar arasında kabul edilen en yaygın isim İmâdüddîn’dir. Şairin, şiirlerinde başta Nesîmî olmak üzere Hâşimî, Seyyid, Hüseynî, Alî, İmâd gibi mahlasları kullandığı da bilinmektedi. Biyografi yazarları arasında Nesîmî’nin doğum yeri ve doğum tarihi bilinmemektedir. Seyyid olması dışında ailesi hakkında bilinenler ise sınırlı ve tartışmaya açıktır. Ayrıca Nesîmî’nin, halk arasında Şahanda olarak bilinen, Jülîde-mû lakaplı, Nesîmî’yi “sırrı ifşâ etmemesi” için uyaran Şâh Handân isimli bir kardeşi vardır. İyi bir tahsil gördüğü eserlerinden anlaşılır. Nesimi fikirlerinden ötürü derisi yüzülerek öldürülür.
Halk arasında oldukça yaygın olan bir rivayete göre de Nesîmî’nin katline fetva veren müftü, Nesîmî’nin derisi yüzülürken işaret parmağını sallayarak, onun kanının da pis olduğunu, bir uzva damlasa o uzvun da kesilmesi gerektiğini söylemişken Nesîmî’nin kanından bir damla müftünün parmağına sıçrar. Orada bulunanlardan biri müftü efendi şu durumda parmağınızın kesilmesi gerekmez mi deyince, “hacet yok biraz suyla temizlenir” der. Nesîmî bunun üzerine kanlar içinde şu beyti söyler: “Zâhidin bir parmağın kessen dönüp Hak’dan kaçar / Gör bu miskîn âşıkı ser-pâ soyarlar ağlamaz”. Dilden dile dolaşan rivayetlerde Nesîmî, yüzülen derisini alır, omzuna atar ve Halep’ten çıkar gider. Halep’in kapılarında bekleyen görevliler bir araya gelince her biri Nesîmî’yi çıkarken gördüklerini söylerler. Nesîmî’nin kesilen uzuvlarından arta kalan vücudu Halep’te kendi adıyla anılan tekkede gömülüdür. Ancak 2013’te hala devam etmekte olan iç savaş sonunda ne durumda olduğunu tespit edemedik. Yukarıda belirttiğimiz gibi onun Zerkan’da vefat ettiğini öne sürenler de vardır. Nitekim bu şehirde de Nesîmî’ye nispet edilen bir tekke ve kabir bulunmaktadır.
ESERLERİ
Türkçe Dîvân: Nesîmî’nin dilden dile dolaşan en meşhur şiirleri Türkçe olanlardır. Nesîmî’nin Türkçe Dîvân’ının yurtiçi ve yurtdışında tespit edilen yüz civarında nüshası vardır. Nesîmî, Türk edebiyatı tarihinde Dîvân’ı en çok yayımlanan şairlerden biridir. Nesîmî Dîvânı’nın Arap harfleriyle altı kez basıldığı görülmektedir.
2. Farsça Dîvân: Nesîmî’nin Farsça şiirleri Türkçe şiirleri kadar geniş kitlelere yayılmamıştır. Dîvân ’ın tespit edilen nüsha sayısı on sekizdir. Bunlar arasında 909/1503 istinsah tarihli en eski nüsha “Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya 3977”da kayıtlıdır.
3. Mukaddimetü’l-Hakâyık: Hakikatlere giriş anlamına gelen Mukaddimetü’l-Hakâyık’ta isminden de anlaşılacağı gibi Hurûfîliğin temel argümanlarından bahsedilmektedir. Hurûfîlik üzerine yazılmış ilk Türkçe mensur eserdir.