İmam Ali’nin Hayranlık Bırakan Hutbesi
İmam Ali’nin Hayranlık Bırakan Tevhid Hutbesi, Muhammed b. Babaveyh’in Tevhid kitabında tevhid ve teşbihin nefyi bölümünde geçmektedir.
Haris b. E’ver şöyle diyor: “Bir gün Ali b. Ebu Talip” ikindi salatından sonra bir hutbe okudu. Halk onun, Allah’ın azameti ve büyüklüğünü beyan eden konuşmasının güzelliğine hayran kaldı. Ebu İshak es-Sebii, Haris b. E’ver’e acaba o hutbeyi ezberledin mi? diye sordum. Haris, onu yazdığını söyleyerek yazdığı metin üzerinden bize okudu:
“Hamd, ölümsüz, mucize ve acayiplikleri bitmeyen Allah’a mahsustur. Çünkü O, her gün olmayan şeyleri icat eder. Doğrulmamıştır ki büyüklüğünde ortağı olsun. Doğurmamıştır ki ortadan kaldırıcı devredicisi olsun. Vehim ve kuruntu O’nda vuku bulmaz ki benzer görüntüler O’na galebe çalsın. Görüşler onu derk etmez ki gözler döndüğü zaman ortadan kaybolsun. O’nun başlangıcında son, sonunda had ve nihayet yoktur. O’ndan vakit öne geçmemiş, zamanda mukaddem olmamıştır. Çokluk ve azlık onda yol bulmaz. Mekânla vasıflandırılmaz. Gizli işlerin içinde saklı, yaratılanların tedbir nişanelerinde görülen akıllarda aşikârdır. Peygamberlere sorulduğunda ölçü ve noksanlıkla O’nu vasıflandırmadılar; eylem ve fiilleriyle vasıflandırdılar. Ayetleri O’na delâlet eder.
Hiçbir akıl sahibi mütefekkir O’nu inkâr edemez. Çünkü O, göklerin, yerin, orada olanların ve arasındakilerin yaratıcısı ve yapıcısıdır (böylelikle mahlûkatı gördüklerinde O’nu derk edebilirler). Hiç kimse O’nun kudretine karşı koyamaz. O, öyle bir varlıktır ki varlığı aşikâr ve malûmdur, O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Mahlûkatı kendisine ibadet etsinler diye yarattı ve itaat etmeleri için onlarda karar kıldığı şeye kudret bahşetti (böylelikle, Allah-u Teâlâ yarattıklarından istediği ibadeti, onlara verdiği kudret ölçüsünde istemektedir). Hüccetler (peygamberler ve masum imamlar) vasıtasıyla onların özür bahanelerini ellerinden aldı, böylelikle kim helâk olur veya kurtulursa delil üzeredir, başlangıç ve sondaki üstünlük Allah’a mahsustur.
Sonra, Allah -hamd O’nun içindir- Kitabı (Kur’an’ı) kendisini övüşle açıp, dünyanın bitişi ve ahiretin başlangıcını kendisine övgüyle kapatarak şöyle buyurdu: “Aralarında adaletle hükmolunmuş ve “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun” denilmiştir. (Zümer, 75)”
Hamd, cismi olmadan kibriya elbisesini giyen, birine benzemeden celâl elbisesine bürünen, zevali olmadan arşta oturan, kullarından uzak olmadan onlardan üstün olan, onlara dokunmadan onlara yakın olan, bir endazeyle son bulan ölçüsü olmayan Allah’a mahsustur. Benzeri yoktur ki benzeriyle tanınsın. O’ndan başka büyüklük taslayanlar zelil, kibirlenenler küçük olmuştur. eşya O’nun azameti karşısında eğilmiş, izzet ve saltanatı mukabilinde boyun eğmiştir. Bakışlar O’nu idrak etmekten çaresiz, O’nun sıfatını idrak etmeye, mahlûkların vehim ve tasavvurları yetersiz kalmıştır.
O, her şeyden önce ve bütün şeylerden sonradır ve hiçbir şey O’nunla eşit değildir. Kudretiyle her şeye aşikâr, bir yere gitmeden bütün mekânları müşahede edendir. Hiçbir dokunucu ve hissedici O’na dokunamaz ve hissedemez. O, göklerde ve yerde ilâhtır. O, Hekim ve Âlimdir. Önceden bir örneği olmadan irade ettiği her şeyi sağlam bir şekilde yaratan ve yarattığı şeylerde yorgunluk hissetmeyendir. Önce olmasını irade ettiği şeyi önce, insan ve cinden yaratmak istediği şeyleri de iradesine göre yarattı, böylelikle bununla, mabutluğunu tanıtsın ve kendi itaatini onların arasında sağlamlaştırsın.
Nimetlerinin hepsi için Allah’a hamd ediyoruz. İşlerimizde yol göstermesi için O’ndan hidayet diliyoruz ve amellerimizdeki kötülüklerinden dolayı O’na sığınıyoruz. Önceden işlediğimiz günahlarımızdan dolayı O’ndan bağışlanma diliyor ve şehadet ediyoruz ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve şahadet ediyoruz ki Muhammed (saa) O’nun kulu ve Resûlüdür. Allah, O’nu kendisine kanıt ve kendisine hidayetçi olsun diye hak üzere göndermiş ve bizi onun vasıtasıyla sapkınlıktan ve cehaletten kurtarıp yol göstermiştir.
Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse büyük bir kazanç elde eder, değerli sevaba nail olur ve kim Allah’a ve elçisine isyan eder, itaat etmezse kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır ve acı bir azaba müstahak olmuştur. Artık size sabit olan duymak vasıtasıyla itaat etmek, hayrı istemek, iyilikle davranmakla kurtuluşa erin ve kendinizi doğru yola iletin ve kötü işleri terk edin, hakkı aranızda karar kılın ve birbirinize hakka kavuşmak için yardımcı olun ve isyankâr cahilin karşısında durun ve iyilikleri emredin ve kötülüklerden sakındırın, fazilet sahibi kişilerin üstünlüğünü tanıyın. Allah Teâlâ beni ve sizi hidayeti ile korusun ve takvada sabitkadem kılsın. Allah’tan kendim ve sizin için bağışlanma diliyorum.”
Kaynak: Tevhid, Muhammed b. Babaveyh, Tevhid ve Teşbihin Nefyi Babı.