Hz. Fatıma’nın Şehadeti
Hz. Fatıma’nın Şehadeti; İslam tarihinde yaşanmış acı olayların en başında gelir. Peygamberin kızı, iki cihan hanımlarının efendisi, hakkında onlarca ayet ve sure inmiş olan bu yüce hanıma yapılan zulüm İslam tarihindeki münafıkların, zalimlerin maskelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Hilafet için Peygamberin kızına, İmam Ali’nin hanımına, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin ile birlikte diğer Ehl-i Beyt İmamlarının annesine yapılan hürmetsizlik ve zulüm bizlere gösteriyor ki Bedir’den İmam Ali’nin halifeliğine karşı içlerinde kin, haset ve küfür barındıranlar bu duygularını Hz. Fatıma Ana’nın evine hücum ederek göstermişlerdir. Allah’ın laneti o zalimlerin üzerine olsun…
1. Hz. Fatıma’nın Şehadeti; İbni Ebi Şeybe ve “el-Müsannif” Kitabı
“El-Musannif” kitabının müellifi Ebubekr b. Ebi Şeybe (Hicri 159-235), sahih bir senetle şöyle nakleder. Halk Ebu Bekir’e biat ettiği zaman, Ali ve Zübeyir, Fatıma’nın evinde konuşup meşveret ediyorlardı, bu konu Ömer b. Hattab’a ulaştı. Ömer, Fatıma’nın kapısına gelerek: “Ey Allah Resulü’nün kızı! Bizim için en sevimli kimse, senin babandır ve babandan sonra da sensin, ama Allah’a ant olsun ki bu muhabbet, bu kimselerin senin evinde toplanma-ları halinde içindekilerle beraber evin yakılması emrini vermeme engel değildir” diyerek çıkıp gitti.
Ali ve Zübeyir eve döndüler. Peygamber’in sevgili kızı, Ali ve Zübeyir’e şöyle dedi: “Ömer buraya geldi ve yemin ederek, bir daha toplanmanız halinde evi içindekilerle beraber yakacağını söyledi. Allaha ant olsun! O yemin ettiği şeyi yapacaktır!” [1]
2. Hz. Fatıma’nın Şehadeti; Belazuri ve “Ensabu’l-Eşraf” Kitabı
Meşhur yazar ve büyük tarihçi, Ahmet b. Yahya Cabir Bağdadi Belazuri (vefatı Hicri 270) “Ensabu’l-Eşraf” kitabında bu tarihi olayı şöyle naklediyor: “Ebu Bekir, Ali’nin biat etmesi için adam gönderdi. Ama Ali biat etmekten imtina etti. Sonra Ömer eline meşale alarak öne çıktı ve kapı önünde Fatıma’yla karşılaştı. Fatıma, Ömer’e hitaben: “Ey Hattab’ın oğlu! Evimi yakmak hedefinde olduğunu görüyorum!” dedi, Ömer ise cevaben şöyle dedi: “Evet, bu iş, babanın görevlendirilmiş olduğu şeye yardım etmektir!” [2]
3. Hz. Fatıma’nın Şehadeti; İbni Kuteybe “el-İmame ve’s-Siyase” Kitabı
Şuheyr Abdullah b. Müslim b. Kuteybe Deynevi (Hicri 212-276), edip ve İslam tarihinin önde gelen faal tarihçilerindendir. “Te’vilu Muhtelif’il Hadis”, “Edebu’l Kitap” kitaplarının da yazarıdır. Tarih yazarı olan bu şahıs, “el-İmame ve’s-Siyase” kitabında şöyle yazar: “Ebu Bekir, kendisine biat etmeyen-lere ve Ali’nin evinde toplananlara sinirlenen insanlardandı. Ömer’i çağırarak, onların evine gönderdi. Ömer, Ali’nin evine geldi ve evden çıkmaları için herkese seslendi. Onlar, evden dışarı çıkmaktan kaçındılar. Bu esnada Ömer odun isteyerek: “Ömer’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim! Ya dışa-rı çıkın, ya da evi içindekilerle yakarım.“ dedi. Birisi Ömer’e hitaben şöyle dedi: “Ey Eba Hafs (Ömer’in künyesi)! Bu evde Peygamber’in kızı vardır.” Ömer cevaben: “Olsun!” dedi. [3]
İbni Kuteybe, bu olayın devamını çok daha yakıcı ve çok daha dertli anlatarak şöyle der: “Ömer yanında bir gurupla Fatıma’nın evine geldi ve kapısını çaldı. Fatıma, onların sesini işitince yüksek sesle: “Ey Allah’ın Resulü! Senden sonra Hattab’ın ve Kuhafe’nin oğulları tarafından bana ne musibetler ulaştı.” dedi. Ömer’le birlikte gelenler, Fatıma’nın ağlama sesini işitince geri döndüler. Ama Ömer, geride kalanlarla Ali’yi dışarı çıkardılar ve Ebu Bekir’in yanına götürerek ona biat etmesini söylediler. Ali: “Eğer biat etmesem ne olacak?” dediğinde, ona şöyle dediler: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki boynunu vururuz…” [4]
Tarihin bu bölümünün Ebubekir ve Ömer ile alakalıları için son derece ağır olduğu apaçıktır ve bundan dolayı bazıları, söz konusu bu kitabı İbn-i Kutey-be’ye nispet vermekte şekke düşmüşlerdir. Hâlbuki tarih sanatının üstadı İbni Ebi’l Hadid, bu kitabı Kuteybe’nin eserlerinden olduğuna inanır ve sürekli bu kitaptan nakillerde bulunur. Maalesef bu kitabın kaderi tahrifle sonuçlanmış ve basım esnasında bazı bölümleri hazfedilmiştir ama bununla birlikte zikredilen bu konu, İbni Ebi’l Hadid’in “Şerhu Nehcü’l-Belağa” kitabında gelmiştir. “Zerkeli” bu kitabı İbni Kuteybe’nin kitapları arasında zikrederek şöyle yazar: “Alimlerin bazıları bu kitabın nispetinde görüş bildirmişler ve kendilerinden tereddüt etme yerine başkalarından şüphe etmişlerdir. Hâlbuki İlyas Serkis [5], bu kitabı İbni Kuteybe’nin eserlerinden bilir.
4. Hz. Fatıma’nın Şehadeti; Taberi ve “Tarih’i Taberi” Kitabı
Muhammed b. Ceriri Taberi (vefat Hicri 310) kendi tarih kitabında vahiy evine yapılan saygısızlığı şöyle dile getiriyor: “Muhacirlerden bir gurup Ali’nin evindeyken Ömer b. Hattab çıka geldi ve onlara dönerek: “Allah’a ant olsun! Biat etmek için dışarı çıkmazsanız evi yakarım.” dedi. Zübeyir elinde kılıcıyla dışarı çıktı. Birden bire Zübeyir’in ayakları titremeye başladı ve kılıcı elinden düştü. Bu esnada diğerleri ona saldırdılar ve kılıcını elinden aldılar.” [6] Tarihin bu kısmı, Ebu Bekir’e zorla ve tehdit ederek biat alındığını anlatmaktadır.
5. İbni Abdu Rebbe ve “el-Akd el-Ferid” Kitabı
“İbni Abd Rebih’i Endülüsi” olarak meşhur “el-Akd el-Ferid” kitabının yazarı Şehabuddin Ahmet (vefat Hicri 463) kendi kitabında, Sakife konusunu uz-unca ele alarak, “Ebubekir’e biat etmekten kaçınan kimseler” unvanı altında şunları yazmıştır: “Ali, Abbas ve Zübeyir Fatıma’nın evinde oturmuşlardı. Bu esnada Ebu Bekir, onları dışarı çıkarması için Ömer’i çağırarak: “Eğer dışarı çıkmazlarsa, onlarla savaş.” dedi. Ömer, Fatıma’nın evini yakmak için bir miktar ateşle yola çıktı. Bu esnada Fatıma’yla karşılaştı. Hz. Fatıma Ömer’e hitaben: “Ey Hattabın oğlu! Bizi yakmak için mi geldin.” dediğinde Ömer şöyle dedi: “Evet, ümmetin kabul ettiğini sizde kabul ederseniz (o zaman yakmam).” [7]
6. Ebu Ubeyd b. Selam (vefat Hicri 224)
İslam fakihlerinin itimat ettikleri “el-Emval” kitabında şöyle naklediyor: “Abdurrahman b. Avf anlatıyor: “Ebu Bekir hastaydı ve ben hasta ziyareti için onun evine gittim. Epeyce konuştuktan sonra bana şöyle dedi: “Yaptığım üç şeyi yapmamayı ve yapmadığım üç şeyi de yapmayı arzu ederdim. Şu anda da Peygamber’den üç şeyi sormayı arzu ediyorum. Yaptığım üç şeyi yapmamayı arzu ettiğim şeyler şunlardır: “Keşke Fatıma’nın evine saygısızlık yapmasaydım, her ne kadar o ev, savaş için yüzümüze kapanmış olsaydı bile onları kendi haline bırakmış olsaydım.” [8]
Ebu Ubeyd konunun burasında; “Fatıma’nın kapısını aralamasaydım ve onu terk etseydim…” cümlesi yerine, “keza ve keza” cümlesini kullanıyor ve bunları zikretmeye meyilli değilim, diyor. Bununla birlikte “Ebu Ubeyd” mezhebi taassuptan veya başka sebeplerden dolayı hakikati söylemekten kaçın-mıştır. Ne var ki “el-Emval” kitabını inceleyen araştırmacılar, kitabın dip notunda şöyle diyorlar: “Mizanu’l itidal” kitabında hazfedilen bu cümle (açıklan-dığı şekliyle) yer almaktadır. Buna ek olarak Taberani kendi “Mu’cem” adlı kitabında ve “İbni Abdirebbe”, “Akdu’l-ferit” kitabında ve diğer tarihçiler, hazfedilen bu cümleyi zikretmişlerdir.
7. Tabarani ve “Mu’cemu’l Kebir”
Zehebi “Mizanu’ul İ’tidal” kitabında Tabarani hakkında şöyle der: “Çok güvenilir biridir.” [9] Ebu’l Kasım Süleyman b. Ahmed-i Tabarani (260-360) şim-diye kadar defalarca basılmış “el-Mucem el-Kebir” adlı kitabında Ebu Bekir konusunda, hutbeleri ve vefatı konusunda şunları hatırlatır: “Ebu Bekir öl-ümü esnasında şu temennide bulunuyor: “Keşke üç şeyi yapmasaydım ve üç şeyi de yapsaydım. Keşke Allah’ın Resulü’nden üç şey sorsaydım. Yapmamayı temenni ettiğim üç şey hakkında şöyle diyor: “Keşke Fatıma’nın evine saygısızlık yapmasaydım, keşke onu kendi haline bıraksaydım.” [10] Bu tabirler, Ömer’in yapmış olduğu o tehditler fiiliyata geçtiğini gösteriyor.
8. İbni Abdu Rabbe ve “Akdu’l Ferit” Kitabı
“Akdu’l Ferit” kitabının müellifi İbni Abdu Rabbe (vefat Hicri 463) kendi kitabında Abdurrahman b. Avf’dan şöyle naklediyor: “Ebu Bekir hastalandığı za-man onu ziyarete gittim. Ebu Bekir bana şöyle söyledi: “Keşke üç şeyi yapmasaydım, onlardan birisi, her ne kadar onlar savaşmak için evin kapısını örtmüşlerdi ama keşke Fatıma’nın kapısını açmasaydım.” [11] Aynı şekilde halifenin bu konuşmasını nakleden isimler ve ibaretler zikredilecektir.
9. “El-Vafi bil Vefiyat” Kitabı
Nazzam’ın sözü, nazm ve nesirde kelamı güzel olduğundan dolayı Nazzam olarak tanınmış İbrahim b. Seyyar Nizam Mu’tezili (160-231), çeşitli kitap-larda Fatıma’nın evinin önünde toplanılmasından sonraki olayı naklederek şöyle diyor: “Ömer, Ebu Bekir’e biat almak için Fatıma’nın karnına vurdu ve Fatıma, İmam Aliyle ismini Muhsin koydukları karnındaki çocuğunu düşürdü!” [12]
10. Muberred Ve “Kamil” Kitabı
Edip, meşhur yazar ve çok değerli kitapların sahibi Muhammed b. Yezid b. Abdulekber Bağdadi (210-285) “el-Kamil” kitabında, halifenin arzularını Abdurrahman b. Avf’ın dilinden şöyle anlatıyor: “Her ne kadar o bizimle savaşmak için kapısını örtseydi bile keşke Fatıma’nın evinin kapısını açma-saydım ve onu bıraksaydım.” [13]
11. Mes’udi ve “Murucu’z-Zeheb” Kitabı
Mes’udi (Hicri 325) “Murucu’z Zeheb” kitabında şöyle yazar: “Ebu Bekir son anlarında şöyle dedi: “Yaptığım üç şeyi yapmamayı arzu ederdim. Keşke Fatıma’nın evine saygısızlık yapmasaydım. Ebu Bekir bu konuda çok şeyler söyledi.” [14]
12. Abdülfettah Abdulmaksut ve “el-İmam Ali” Kitabı
Bu şahıs kendi kitabında vahiy evine hücum edilmesini iki yerde zikretmiştir ve biz bunlardan birine işaret etmekle yetineceğiz. Ömer şöyle demiştir: “Ömer’in canı elinde olana yemin ederim! Ya dışarı çıkın ya da evi içindekilerle birlikte yakarım.” Peygamber’den sonra da o eve saygı gösteren Allah’tan korkan bir gurup şöyle dedi: “Eba Hafs, Fatıma bu evdedir.” Ömre korkusuzca feryat ederek “Olsun!” dedi. Yaklaştı ve kapıyı vurdu, daha sonra kapıdan zorla içeri girmek için kapıya tekme tokat girdi. Ali çıkageldi. Mutfağın yakınından Fatıma’nın sesi yankılandı. Bu ses, onun yardım se-siydi. ” [15]
Bu yazıyı “el-İmame ve’s-Siyase” kitabında “Mekatili ibni Atiyye”den bir hadisle bitireceğiz. Bu kitapta şöyle der: “Ebu Bekir halktan tehditle, kılıçla ve zorla biat aldığı zaman Ömer, Kunfuz ve cemaatin bir kısmını Ali ve Fatıma’nın evine gönderdi ve kendi de ateş toplayarak evin kapısını yaktı.” [16]
Yazımızı son olarak Hz. Muhammed Mustafa’nın şu sözleri ile bitiriyoruz: “Ey Fatıma! Eğer (faraza) Allah’ın gönderdiği her peygamber ve mukarrep kıldığı her melek, sana düşmanlık eden ve hakkını gasp eden kimse hakkında şefaat etse bile, yine de Allah onu hiçbir zaman ateşten çıkarmaya-caktır.” (Bihar’ul Envar, c. 76, s. 354)
Kaynaklar:
[1] İbni ebi Şeybe, Musannif, “el-Mağazi” 572/8.
[2] “Ensabu’l-Eşraf”, Kahire baskısı, Tab’i Daru’l-Mearif, 1/586.
[3] “el-İmame ve’s-Siyase”, Mısır baskısı, Mektebetu Ticariyetu Kubra, s. 12.
[4] “el-İmame ve’s-Siyase”, s. 13.
[5] “Mu’cemu’l Matbuat el-Arabiye”, 1/ 212.
[6] “Tarihi Taberi”, Beyrut baskısı, 2/443.
[7] “Akdu’l Ferit”, Mektebetu’l Hilal, 4/93.
[8] “el-Emval”, Beyrut baskısı, Neşri Külliyatı Ezheriye, s. 144, dördüncü dipnotu; İbni Abdi Rabbe de bunu nakletmiştir: “Akdu’l Ferit”, 4/93.
[9] “Mizanu’l İ’tidal”, c. 2, s.195.
[10] Tabarani, “Mucemu’l Kebir”, 1/62. Hadis No: 34, Hamdi Abdulmecit Selefi’nin araştırması.
[11] “Akdu’l Ferit”, baskı, Mektebetu’l Hilal, 4/93.
[12] “el-Vafi bil vafiyat”, 6/17, sayı 2444; Şehristani “Milel ve Nihel”, Beyrut baskısı, Darul-marife, 1/57. Hakeza bkz. “Buhusu fil minel ven-nihel” Tercüme: Nezzam, 3/248-255.
[13] İbni ebi Hadid, “Şerhu Nehcu’l-Belağa”, Mısır baskısı, 2/47-47.
[14] “Muruc’z-Zeheb”, Endülüs baskısı, 2/301.
[15] Abudulfettah Abdulmaksud, “Ali b. Ebi Talib”, 4/276-277.
[16] “el-İmame ve’l-Hilafe”, Telifi “Makatili ibni Uteyye”, Önsöz: Eynü’ş-Şems Üniversitesi Üstadı Dr. Hamit Davut, Beyrut baskısı, Müessesetu’l-Belağ, s. 160-16.