İhlas Suresinin Tefsiri
İhlas Suresinin Tefsiri; Veheb b. Veheb, İmam Cafer Sadık’ın şöyle dediğini rivayet eder: “Filistin’den bir heyet İmam Muhammed Bakır’ın yanına gelerek birtakım konular hakkında sorular sordular. İmam Muhammed Bakır cevaplarını verdi. Sonra “Samed” hakkında sordular. İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu:
“Onun açıklaması kendisindedir. Samed beş harften oluşur: (الف = “Elif”) O’nun vücuduna (varlığına) delâlet eder, Aziz ve Celil olan Allah’ın burada buyurduğu gibi: “Allah, gerçekten kendisinden başka ilâh olmadığına şahitlik etti.” (Al-i İmran, 18) ve bu duyu organları tarafından algılanmayan varlığa ikaz ve delildir. (الم = “Lam”) O’nun ilahlığına delalet eder; yani O Allah’tır.
İhlas Suresinin Tefsiri; Elif ve Lam Harfleri
(الم و الف = “Elif ve Lam”) birlikte; dile gelmez, duyulmaz ve yazıldığı zaman zahir olur. Bu da duyu organlarıyla algılanmayan onun ilahlık lütfunda gizlidir. Vasfedici dil ve duyan kulak O’nu algılayamaz. Çünkü ilâhın tefsiri yani yaratıklar O’nun mahiyetini ve nasıllığını his ve vehimlerle algılamaktan acizdir. Belki O vehimleri var eden ve hisleri yaratandır. Elif ve lâm harflerinin yazıldığı sırada zahir olması, münezzeh Allah’ın mahlûkatı yaratmasında ve latif ruhları yoğun cisimlerde terkip etmesinde ilahlığını zahir etmesine delildir.
İhlas Suresinin Tefsiri ve Samed Kelimesindeki Lam Harfi
(الصمد “es-Samed”) kelimesindeki “Lam” harfi okunmadığı gibi, kul kendi nefsine baktığı zaman ruhunu göremez. Beş duyu organıyla algılanmaz, ancak gizli olan o şey, yazıldığı sırada zahir olur. Aynı şekilde kul Yaratıcının zatını ve nasıllığını düşündüğü zaman O’nun hakkında şaşkınlığa düşer. Ve bir şeyi tasavvur etmek için düşündüğünde O’nu kapsayamaz. Çünkü Aziz ve Celil olan Allah suretlerin yaratıcısıdır. Kul, O’nun yaratıklarına baktığı zaman onların yaratıcısının ve cisimlerinde ruhlarını terkip edenin Aziz ve Celil olan Allah olduğu ona sabit olur.
İhlas Suresinin Tefsiri ve Samed Kelimesindeki Sad Harfi
(صاد – “Sad”) harfi Aziz ve Celil olan Allah’ın sadık ve doğru olduğu, kelâmının doğru olduğu ve kullarını doğrulukla doğruluğun peşi sıra gitmelerine davet etmiş olmasıdır. Ve aynı doğrulukla, doğru yurdu vaad etmiştir.
İhlas Suresinin Tefsiri ve Samed Kelimesindeki Mim Harfi
(میم- “Mim”) harfi O’nun mülküne delildir. Gerçekten O, malik ve haktır, vardı ve olacak. Malikliği son bulmayacaktır. (دال- “Dal”) harfi ise mülkünün devamına ve Aziz ve Celil olan Allah’ın daimi olduğuna delildir. O olup sonra yok olmaktan yücedir. Belki Aziz ve Celil olan Allah kâinatı oluşturmuş ve onların oluşumuyla tüm varlıklar oluşmuştur.”
Sonra İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu: “Eğer Aziz ve Celil olan Allah’ın bana verdiği ilmin taşıyıcısını bulsam kuşkusuz tevhid, İslâm, iman, din ve şeriat konularını “Samed’den” yayardım. Nasıl bulabilirim ki? Ceddim Müminlerin Emiri İmam Ali kendi ilmini taşıyacak kimseyi bulamamış. Ve de minberde otururken derinden bir ah çekerek şöyle demiştir: “Beni kaybetmeden önce sorun, çünkü benim gönlümün derinliklerinde büyük miktarda ilim vardır. Ah! Ah! Onları taşıyacak kimseyi bulamıyorum. Bilin ki gerçekten ben Allah tarafından sizler üzerine kesin delilim. Kâfirlerin kabirdekilerden ümitleri olmadığı gibi, ahiret âleminden ümidi olmayan, Allah’ın öfkelendiği kavmin peşi sıra gitmeyin.”
Sonra İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu: “Hamd, bize cömert davranıp, O’na ibadet etme başarısı veren Allah’a özgüdür. Birdir, doğmamış, doğrulmamış, hiçbir şeyin dengi olmayan “Samed’dir”. Bizi putlara tapmaktan sakındırmıştır. Sonsuz hamd ve süresiz şükürler O’nadır. Aziz ve Celil olan Allah’ın “Lem yelid velem yuled” (doğmamış, doğrulmamıştır) sözü; Aziz ve Celil olan Allah doğmamıştır ki O’nun için çocuk olsun ve O’na mirasçı olsun. Doğrulmamıştır ki O’nun için bir baba olsun ve O’nun ilâhlık ve mülkünde ortağı olsun. O’nun hiçbir dengi yoktur ki sultanlığında O’na yardımcı olsun, demektir.”
İmam Ali’nin Dilinden İhlas Suresinin Tefsiri
Muhammed b. Babaveyh dedi ki: “Babam babasından, o da babasından Müminlerin Emiri İmam Ali’den şöyle rivayet eder: “Bedir savaşından önce bir gece Hızır’ı rüyamda gördüm. Ona bana öyle bir şey öğret ki onunla düşmanlara karşı üstünlük sağlayayım, dedim. Benden şöyle dememi istedi: “Ey Huve! (O), ey O ki ondan başka olmayan O.” Sabah olunca olayı Allah Resulüne anlattım. Bana, ey Ali! “İsmi Azam’ı” (en büyük ismi) öğrenmişsin dedi.” Bu zikir Bedir günü dilimden düşmedi.”
Emirü’l Müminin İmam Ali “Kul huvallahu ahad” suresini okudu ve bittikten sonra şöyle dedi: “Ey Huve! Ey O ki ondan başka olmayan O, beni bağışla ve kâfir kavime karşı bana yardım et.” Hz. İmam Ali Sıffin savaşında düşmanları kovduğu anda da onu okuyordu. Ammar b. Yasir, Ey Emirü’l Müminin! Bu kinaye ve işaretler nedir? diye sordu. Şöyle buyurdu: “Ondan başka ilâh olmayan Allah’ın büyük ismi, Allah’ın tevhidinin direğidir.” Sonra “Allah kendisinden başka ilâh olmadığına şahittir.” (Al-i İmran, 18) ayeti ile Haşr suresinin sonunu okudu, sonra inerek zeval vaktinden önce salat kıldı.”
“Allah’ın anlamı mâbud demektir. Yani yaratıklar O’nda şaşkın kalmış, O’na doğru hareket etmişlerdir. Allah gözlerden saklı, vehim ve düşüncelerden gizlidir.”
İmam Muhammed Bakır’ın Dilinden İhlas Suresinin Tefsiri
İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu: “Allah, mabud demektir. Yani yaratıklar, O’nun zatında ve keyfiyete kapsayışına şaşkın kalmışlardır.” Arap ise: “Kişi eğer bir şeyi ilmi olarak anlayamayıp şaşırdığı zaman ‘Adam şaşakaldı’ der. Ayrıca eğer bir şeyden ürküp, kaygı duyup korkarsa “çılgına döndü” derler. Allah da yaratıkların beş duyu organından saklıdır.”
İmam Muhammed Bakır şöyle buyurmuştur: “Bir, tek ve yalnızdır; bir ve yalnızlık, tek demektir ve O benzeri olmayan tektir. Tevhid, birlik olan tekliği ikrar etmektir. “Bir”, bir şeyden kaynaklanmamış ve bir şeyden birleşmemiştir. Bundan dolayı şöyle derler: “Sayı bir üzere bina edilmiştir, ama birin kendisi sayıdan değildir, çünkü sayı bir üzerine bina edilmez, belki ikiyle istikrara kavuşur. “Allah-u ahad”, yani öyle bir mabuttur ki mahlûk O’nu kavrayamadığından ve keyfiyeti kuşatışını anlayamadığından şaşkına dönmüştür. İlâhlığında tek, yaratıklarının vasıflarından yüce ve münezzehtir.”
İmam Hüseyin’in Dilinden İhlas Suresinin Tefsiri
İmam Muhammed Bakır babası İmam Zeynel Abidin’den şöyle rivayet eder: “Basra halkı İmam Hüseyin’e “Samed’in” ne anlama geldiğini soran bir mektup yazdılar.
İmam Hüseyin cevabında şunları yazdı: “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adı ile! Düşüncesizce Kur’an’a dalıp onda mücadele etmeyin ve bilginiz olmadan onun hakkında konuşmayın. Dedem Resulullah’ın (saa) şöyle dediğini duydum: “Kim, Kur’an hakkında bilgisi olmadan konuşursa oturduğu yer ateşle dolacaktır.”
Kuşkusuz münezzeh Allah “Samedi” açıklamış ve şöyle buyurmuştur: “Allah-u ahad, Allah-u Samed” sonra bu şekilde tefsir etmiştir: “Lem yelid velem yuled, velem yekun lehu kufuven ehad.”
“Lem yelid” yani; O’ndan yaratıklardan çıktığı gibi çocuk ve yoğun ve katı şeyler çıkmaz. Nefis gibi lâtif şeyler de O’ndan çıkmaz. Aynı şekilde uyuklamak, yatmak, hayal, gam, hüzün, sevinç, gülmek, ağlamak, korku, ümit, istek, sıkılmak, açlık, tokluk gibi kısımlara da ayrılmaz. Ondan bir şeyin çıkmasından veya katı ve lâtif şeylerin O’ndan doğmasından yücedir.
“Velem yuled” yani; “Yoğunlaşmış eşyaların kendi unsurundan, şeyin şeyden, hayvanın hayvandan, bitkinin yeryüzünden, suyun kaynağından, meyvenin ağaçtan çıktığı gibi, bir şeyden doğmamış, bir şeyden çıkmamıştır. Aynı şekilde lâtif eşyanın kendi merkezinden, görmenin gözden, duymanın kulaktan, koklamanın burundan, tatmanın ağızdan, konuşmanın dilden, marifet ve teşhis etmenin kalpten, ateşin taştan çıktığı gibi çıkmaz.
Belki O, Samed Allah’tır ki, ne bir şeydendir, ne bir şeydedir ve ne bir şeyin üzerindedir. Eşyayı yoktan var edip yaratandır. Eşyayı kudretiyle inşa edendir. Kendi meşiyeti ile yokluk için yaratılan şeyler yok olacaktır. Kendi ilmi ile kalıcı olarak yaratılan şeyler kalacaktır. İşte bu Allah Samed’dir. “Lem yelid velem yuled” doğmamış, doğurmamıştır, gizliyi ve açığı bilendir, büyük ve yücedir, “Velem yekun lehu kufuven ehad” yani; hiçbir şey O’nun dengi değildir.
Kaynak: Tevhid, Muhammed b. Babaveyh, “Kul Huvallahu Ahad” Suresinin Tefsiri Babı.