Kur’an Ayetlerinde Hz. İmam Ali – 8

Kur’an ayetlerinde Hz. İmam Ali – 8 yazımızda Tövbe, Yunus, Hud, Rad surelerindeki ayetler incelenecektir.

1- “Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tövbe, 119)

İbn-i Asakir bu ayetin tefsirinde şöyle rivayet ediyor, ayetten kasıt; “Ali bin Ebi Talib ile beraber olunuz.” [1]

İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu ayetteki ‘Ey iman edenler’ ve ‘doğrularla beraber olun’ hitaptan kasıt, İmam Ali bin Ebi Talib’e has olarak nazil olmuştur.”

Bu ayeti kerimenin İmam Ali hakkında indiğini birçok Sünni alimi kaydetmektedir. Onlardan bazıları şunlardır:

-İbn-i Hacer Heysemi, Sevaik-ul Muhrike s. 93.

-Kenci Şafi, Kifayet-ul Talib s. 111.

-Hamaveyni Şafii, Feraid-ul Semteyn c.1, s. 68.

-Suyuti, Ed-Durr’ul Mensur, c. 3, s. 390.

-Hafız Süleyman Kunduzi, Meveddet Pınarları, s. 33-105-130.

-Zerendi Hanefi, Nizam Durr-ul Semteyn, s. 92.

-Allame Hindi, İrceh-ul Metalıb Fi Menakıb Ali Bin Ebi Talib, s. 60.

2- “Hakka eriştiren mi, yoksa götürülmeden gidemeyen mi uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl hüküm ediyorsunuz?” (Yunus, 35)

Hakim Haskani’nin nakline göre İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Kendi aralarında tartışan kavim, bu münakaşayı Hz. Peygambere götürdüler ve Hz. Peygamber bazı sahabelerine emrederek onların aralarında hüküm vermelerini istedi. Verdikleri hükümden razı olmadılar. Daha sonra İmam Ali’nin hüküm vermesini istedi. Onların arasında hüküm verdi ve onlar onun verdiği hükümden razı oldular. Bunun üzerine bazı münafıklar onlara şöyle dedi: “Falan kişi size hüküm etti fakat razı olmadınız. Fakat Ali size bir hüküm verdi ve onun hükmüne razı oldunuz vay halinize!” Bunun mukabilinde yüce Allah, Ali’nin hakkında bu ayeti indirdi. ‘Hakka eriştiren mi, yoksa…’ Ondan dolayı ki, Ali’nin verdiği hüküm en doğru hükümdür.” [3]

3- “O gerçek mi?” diye senden haber sorarlar. De ki: Rabbime ant olsun ki o, muhakkak gerçektir.” (Yunus, 53)

Hafız Hakim Haskani’nin rivayetine göre, Mekke ehli “Ya Muhammed, Ali’nin imameti hakkında söylediklerin gerçek mi?” dediler. Hz. Resulullah buyurdu: “Rabbime ant olsun ki, Ali hakkında söylediklerim doğrudur.” [4]

4- “De ki: Allah’ın fazileti ve rahmeti ile…” (Yunus, 58)

Sünni alimlerinin önde gelenlerinden biri olan İbn-i Asakir Tarih Medine-i Dimeşk adlı kitabında, Abdullah bin Abbas’ın bu ayetin tefsirinde şöyle dediğini rivayet ediyor: “Allah’ın fazileti Resulullah ve Allah’ın rahmeti ise Ali’dir.” [5]

5- “Biliniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” (Yunus, 62)

Harezmi, Enes’ten rivayet ediyor ki Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Ali ve Onun zürriyeti ve sevenleri (taraftarları) cennete ilk önce gireceklerdir. Ve Onlar cennette Allah’ın ve Allah dostlarının komşularıdır. “ [6]

Hakkim Haskani Ebu Hureyre’den Hz. Resulullah şöyle buyurdu: “İnsanların üzüldüğü ve insanların korktuğundan korkmazlar ve üzülmeyecekler, eğer onlar üzüldüğünde biliyor musunuz kimlerdir. ” Dedik ki: “Hayır ya Resulullah” Hz. Resulullah buyurdu: “Onlar, Ali bin Ebi Talib, Hamza b. Abdulmut- talib, Cafer ve Akil’dir. ” Hz. Resulullah daha sonra bu ayeti kerimeyi okudu: “Biliniz ki, Allahın dostlarına korku yoktur ” [7]

6- “Ona bir hazine indirilseydi, yahut onunla beraber yanında bir melek de gelseydi demelerine sıkılarak, sana vahyi edilenlerin bir kısmını terk ediverecek misin? Sen ancak bir korkutucusun ve Allah her şeyi korur.” (Hud, 12)

Bu ayetin tefsirinde Hz. İmam Cafer Sadık şöyle buyurdu: “Ayeti kerimenin iniş sebebi şudur. Hz. Peygamber bir gün İmam Ali’ye buyurdu ki: “Ey Ali! Allah’tan seni bana vezir kılmasını istedim ve kabul etti; Seni vasim kılmasını istedim, kabul etti ve seni ümmetimin üzerine halifem olmanı istedim yine kabul etti! “

Hz. Peygamberin yanında duran, Kureyşlilerden iki kişi birbirine şöyle dediler: “Allah’a ant olsun ki, su tulumunun içinde çürümüş, eskimiş bir tabak hurma, Muhammed’in Rabbin’den istediğinden daha hayırlıdır. Rabbinden bir melek gelseydi de, ona yardımcı olsaydı veyahut ona mülk indirseydi de, fakirliğini giderseydi Allah’a ant olsun ki, kendisi hakla veya batılı Allah’tan dileseydi, isteği kabul edilecekti!” Ve bunun akabinde yüce Allah bu ayeti kerimeyi indirdi, “Ona bir hazine indirilseydi, yahut onunla beraber yanında bir melek de gelseydi…” [8]

Sünni alimlerinden olan Hakim Haskani’de bu ayetin tevil ve tefsirinde yukarıda naklettiğimiz hadise yakın bir hadis nakletmiştir.

7- “Rabbinden açık bir delil üzerinde bulunan, ardından, Rabbi tarafından bir şahit gelen” (Hud, 17)

Hafız Süleyman Kunduzi, İmam Ali’nin bu ayetin tefsirinde şöyle buyurduğunu naklediyor: “Beyyine (açık bir delil) Hz. Muhammed, şahitte benim” [9]

Şevkani’nin nakline göre bu ayet hakkında, Hz. Resulullah şöyle buyurdu: “Rabbinden açık bir delil üzerinde bulunan benim ve ardınca da Rabbi tarafından bir şahit gelen ise Ali’dir. “ [10]

İbn-i Asakir Tarih Medine-i Dimeşk adlı kitabında bu ayetin tefsirinde yukarıda naklettiğimiz rivayet aynen naklediliyor. [11] Sünni alimlerinin önde gelenleri bu ayetin tefsirinde, bu ümmetin şahidinin İmam Ali olduğuna dair birçok rivayetler nakletmişlerdir ve onlardan bazıları şunlardır:

Suyuti, Durr’ul Mensur c.3, s. 324.
Muttuki Hindi Hanefi, Kenzul Ummal, c.1, s. 251.
Genci Şafii, Kifayet-ul Talib, s.111.
Fahri Razi, Mefatih-ul Gayb bu ayetin tefsirini açıklıyor.
Harezmi, Menakıb Harezmi s. 197.
Meğazili, Menakıb İbn-i Meğazili, s. 270-271.
İbn-ı Ebi-l Hadid Mutezili, Şerh-ul Nehcul Belağa c.1 s.208 Mısır baskısı.
Taberi, Cami-ul Beyan Fi Tefsir-ul Kur’an, c. 21, s.10.
Cevzi, Tezkiret’ul Havas-ul Ummeh, s.10.
Hindi Ubeydallah Besmel, İrceh-ul Metalib s. 62.
Mes’ud el Beğvi, Ma’alim el Tenzil, c.3, s. 224.
Alaeddin Ali Bin Muhammed Hanin, Hanin Tefsiri c.3, s.224.

8- “Yeryüzünde hepsi de aynı kaynaktan sulanan birbirine sınır toprak parçaları, üzüm bağları…” (Rad, 4)

Cabir b. Abdullah Ensari bu ayetin tefsirinde, Hz. Resulullah’ın İmam Ali’ye şöyle dediğini duydum: “Ya Ali, insanlar muhtelif soylardan, sen ve ben ise bir soydanız (bir ağaçtanız).” demiştir. [12]

9- “Şüphesiz sen bir uyarıcısın fakat her toplumun hadisi (yol göstericisi) vardır.” (Rad, 7)

Sa’lebi’nin rivayetine göre, İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: Bu ayet indiği zaman Hz. Resulullah şöyle dedi: “Uyarıcı benim, hadi ise Ali’dir. Ya Ali benden sonra hidayet ehli seninle hidayeti seçecektir. “

Tefsir alimleri bu ayetin tefsirinde de, bu ayetteki Hadi hitabından, İmam Ali’nin kastedildiğini nakletmektedirler. Ve onlardan bazıları şunlardır:

-Taberi, Cami-ul Beyan, c. 13, s. 72.
-İbn-i Sabbağ (Maliki), Fusul-ul Muhimme, fasıl 1.
-Şeblenci (Şafii), Nur-ul Ebsar, s. 70.
-Mufessirlerin Şeyhi İsmail Hanifi, Ruhul beyan, c. 2, s. 440.
-Süleyman Kunduzi, Meveddet Pınarları, s. 26.
-Kenci, Kifayet-ul Talib, s. 109.
-Nişaburi, Mustedrek alal Sahiheyn, c. 3, s. 129.
-Mutteki Hanefi Hindi, Kenzul Ummal, c.1, s. 251.
-Fahri Razi, Mefatih-ul Gayb bu ayetin tefsirinde.
-Suyuti, Durr’ul Mensur.
-Fakir Ayni, Menakıb Ayni s. 18- 26.
-Hakim Haskani, Şevahid-ul Tenzil, c. 1, s. 301-302.
-İbn Şehr-i Aşub, Menakib İbn-i Şehr Eşub, c. 3, s. 83.

10- “Onlar ki, inanmışlardır ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin gerçekten kalpler, ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur.” (Rad, 28)

Suyuti’nin rivayetine göre İmam Ali, Hz. Resulullah’tan şöyle naklediyor: “Onlar ki inanmışlardır ve kalpleri Allah’ı…” bu ayette, “Kim Allah ve Resulünü sever ve Ehli Beyti’mi samimi sever. “ [13]

Hz. Resulullah İmam Ali’ye şöyle buyurdu: “Bu ayetin kimin hakkında indiğini biliyor musun?” İmam Ali dedi ki: “Allah ve Resulü daha iyi bilirler.” Resulullah buyurdu ki: “Bu ayet, beni tasdik edip bana iman edenler ve senin zürriyetini senden sonra da sevip sizlere bu emri (halifeliği) teslim edenler hakkında inmiştir.” [14]


Kaynaklar:

1- Tarih Medine-i Dimeşk, c. 2, s. 421-422.

2- Menakibi Harezmi s. 196.

3- Şevahid-ul Tenzil, c.1, s. 265.

4- Şevahid-ul Tenzil c.1, s.267.

5- Tarihi Medine-i Dimeşk. s.428; Fazilet-i Ehli Beyt-i Resulullah s.73.

6- Menakib Harezmi s.32.

7- Şevahid-ul Tenzil, c.1, s. 270.

8-  Şevahid-ul Tenzil, c.1, s.282-283.

9- Meveddet Pınarları, s. 25.

10- Feth-ul Kadir, c. 2, s. 466.

11- Tarih Medine-i Dimeşk s. 420-421.

12- Durr’ul Mensur bu ayetin tefsirinde, Kenzul Ummal c. 6, s. 154; Menakıb Harezmi s. 86, Mustedrek Alal Sahiheyn c. 2, s. 241.

13- Durr’ul Mensur bu ayetin tefsirinde.

14- Kur’an’da Ehl-i Beyt s. 133.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir