Kur’an Ayetlerinde Hz. İmam Ali – 2

Kur’an Ayetlerinde Hz. İmam Ali – 2 yazımızda Bakara ve Al-i İmran surelerindeki ayetleri inceleyeceğiz.

1- “Deki: “Doğu da Allah’ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir.” (Bakara, 142)

Hafız Hakim Haskani’nin rivayetine göre, Huzeyfe Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Hakikaten Ali’yi kendilerine veli tutarlarsa kendilerine hak yolu gösteren bir rehber ve kendisiyle birlikte doğru yola ileten olarak bulacaktırlar.” [1]

2- “Böylece sizi vasat bir ümmet kaldık ki, insanların üzerine şahitler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun…” (Bakara, 143)

Hafız Hakim Haskani İmam Ali’nin şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İnsanların üzerine şahit olasınız, Kur’an’daki bu ayetten kasıt; “Hz. Resulullah bize şahit ve biz de insanların üzerine şahitiz. Ve yeryüzündekilerin üzerine hüccetiz. Ve yüce Allah bizim hakkımızda şöyle buyurdu: “Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık.” [2]

3- “Ey İman edenler, sabır ve salatla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)

Abdullah b. Abbas Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu nakleder: “Allah Teala Kur’an’da her nerede “Ey “İman edenler” ayetini nazil etmişse, bu hitabın ilk baştaki efendisi Ali’dir. “ [3]

4- “İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızası için kendini feda eder. Allah kullarına karşı çok şefkatlidir.” (Bakara, 208)

Allame Hindi Ubeydellah Bısmıl, Kitabul Kebir ve Menakıb Emir EI-Mumin’in Ali bin Ebi Talib kitabında, Gazali ve Salebi’nin tefsirinden ve birçok tarih ve tefsir kitaplarından bu ayeti kerimenin, Hz. Resulullahın Mekke’den Medine’ye hicret ederken bu ayeti kerimenin İmam Ali hakkında indiği hakkında ittifak ediyorlar.

Doğrusu Hz. Resulullah hicret edeceği zaman İmam Ali’yi kendi borç ve emanetlerini sahiplerine ulaştırması için kendi yerine halife tayin etti. Peygamber Efendimiz kendisine yönelik müşriklerin planladığı tuzakları İmam Ali’ye bildirerek onun kendi yerine yatmasını söylemişti. İmam Ali bir an tereddüt etmeden peygamberin dediği gibi yaptı.

Yüce Allah Cebrail ve Mikail’e şöyle buyurdu: “Ben birinizin ömrünü arkadaşınınkinden daha uzun etmek istesem, hanginiz ömrünün kısa olmasını isteyip arkadaşına karşı fedakar olmak isterdi? Cebrail ve Mikail uzun hayatı istediklerinde, Yüce Allah onlara hitaben şöyle dedi: “Neden habibimin kardeşi Ali gibi olmadınız? Ali, Hz. Muhammed (saa) ve kardeşliği uğruna kendi nefsini feda edip, onun yatağına yattı. Derhal yanına inin, onu (Ali ‘yi) düşmanlarının şerrinden koruyun.”

Bu emir üzerine Cebrail ve Mikail, İmam Ali’nin huzuruna indiler, biri başı ucunda, öbürü ise ayakları ucunda beklediler. Cebrail buyurdu ki: “Kim senin gibi olabilir ki, Ey Ali b. Ebi Talib! Allah, meleklerine karşı seninle iftihar ediyor!”

Bunun üzerine yüce Allah İmam Ali’nin bu şanına Hz. Resulullah’a şu ayeti indirir: “İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için…” [4]

Hakim Nişaburi, İbni Abbas’tan şöyle rivayet ediyor: “Ali bir an bile tereddüt etmeden kendi nefsini, peygamberin nefsi yerine feda ederek, Hz. Peygamberin elbisesini giyindi.. . “ [5]

Bu ayetin İmam Ali hakkında indiğini bir çok Sünni alim kendi kitaplarında nakletmişlerdir. Onlardan bazıları:

  1. İbn-ul Saib Kelbi kendi tefsirinde, El-Teshil Ulum-ul Tenzil c.1, s. 94.
  2. Ebu Abdullah Muhammed Bin Ahmed Bin Ebi Ahmed b. Ebi Bekr b. Ferec Ensaril Kurtubi, Tefsir-ul Kurtubi c. 3 s. 347.
  3. Allame Şali Ebul Hasan Şeybani (kendisi meşhur alimlerdendir) ibn Esir, Esed-ul Ğabet fi Maarifetul Sahabiye c.3 s. 25.
  4. Allame Şafii, Ebu Bekr Nişaburi, Tefsır-ul Taberi c. 1 s.281.
  5. Hadis alimi İbni Kenci, Kifayet-ul Talib s. 114.
  6. Abdurrahman el-Sefuri Şafii, Nuzhetul Mealis c. 25 s. 168.
  7. Muhibbidin Taberi, Zehair-ul Ukba s. 88.
  8. İmam Gazali, İhyaul Ulumul Din c. 35 s. 238.
  9. Allame Malikiyye Nureddın El Mekki (İbn-i Sabbağ), Fusullul Muhimme s. 33.
  10. Sıbt ibn Cevzi: Tezkiret-ul Havas s. 21.

5- “Dinde zorlama yoktur. Gerçekten hak, batıldan iyice ayrılmıştır. Tağutu inkar edip, Allah’a inanan kimse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Ve Allah her şeyi duyan, bilendir.” (Bakara, 256)

Harezmi’nin naklettiği bir rivayette Hz. Peygamber’in İmam Ali’ye şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Sen kopmak bilmeyen sağlam bir kulpsun.” [6]

6- “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah’ın lütfu geniştir her şeyi bilir.” (Bakara, 261)

Hafız Hakim Haskani’nin rivayetine göre, İmam Muhammed Bakır bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmuştur: “Kur’an’daki mallarını Allah  yolunda harcayanların durumu” ayeti kerimesi, İmam Ali’nin şanı hakkında inmiştir. [7]

7- “Hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet verişmişse şüphesiz ki, ona pek çok hayır verilmiştir.” (Bakara, 269)

İbn-i Mes’ud Resulullah’ın şöyle buyurduğunu naklediyor: “Hikmet on parçaya bölündü. Dokuz parçası Aliye verildi ve bir parçası da insanlara verildi.” [8] Bu hadisi birden fazla Sünni alimi nakletmektedir. Onlardan bazıları şunlardır:

  1. Ahmed bin Hanbel, Fazail Ali Bin Ebi Talib c.1, s.63.
  2. Hafız Hakim Haskani, Şevahid-ul Tenzil c. 1 s. 106.
  3. Hanefi Hındi, Kenzul Ummal c. 6 s. 104
  4. Harezmi, Menakıb Harezmi s. 49.
  5. İbn-il Esir, Usd-ul Ğabe c. 4 s. 22.

8- “Gece ve gündüz, açık ve gizli Allah yolunda sarf edenlere gelince, işte onların mükafatları Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara, 274)

Osman Hadyevi, bu ayetin tefsirinde naklettiği bir rivayete göre, mezkur ayet hakkında şöyle diyor: “Allah yolunda sarf edenlere gelince” ayeti kerimesi Ali bin Ebi Talib’in şanına indi. Ali’nin dört dirhemi vardı, birini gece, birini gündüz, birini aşikar ve birini de sadaka verdi. Bunun üzerine bu ayet indi.” [9]

Bu ayetin İmam Ali hakkında indiğini, birçok Sünni tefsir ve hadis alimi kendi kitaplarında nakletmiştir. Onlardan bazılarının fihristini aşağıda veriyoruz:

  1. Envar-ul Tenzil, s.162 (Beyzani Şafii).
  2. Tefsir-ul Hazin, c. 2 s. 201.
  3. İbni Kesir Dimeşki, Tefsir Kur’an’il Azim c. 1 s. 36
  4. Irak müftüsü olan Kenci Şafii, Kıfayet-ul Talib s. 322.
  5. El Muhıbbiddin Taberi Şafii, Zuair-ul Ukba s. 88 ve Riyazed kitabı c. 2 s. 206.
  6. Tenvir-ul Mıkyas mın Tefsır İbn-i Abbas s. 39.
  7. Tefsir Sa’alebi, c. 1 s. 223.
  8. Fahrı Razi, Menfatıh-ul Gayb. Bu ayetin tefsiri bölümünde.
  9. İbn-ı Hacer, Sevaik Muhrike s. 78.
  10. Sadık Hasen Han Buhari Kannuci, Fethul Beyan FıI Mega’sidul Kur’an c. 1 s. 457.
  11. Harezmi, Menakib Harezmi s. 198.
  12. Tirmizi, Sahih Tirmizi c. 2 s. 299.

9- “Peygamber (Rabbi tarafından) kendisine indirilene iman etti. Müminler de…” (Bakara, 285)

Harezmi, Şafii alimi Muhammed b. İbrahim Hameveyni’den nakletti ki, Ebi Selma dedi ki; Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Miraca çıktığımda yüce Allah bana dedi ki: “Peygamber, (Rabbi tarafından) kendisine indirilene iman etti.” Bende dedim ki: “MüminIerde…” Yüce Allah bunun üzerine şöyle buyurdu; “Ey Muhammed! sana selam olsun, sen doğruyu söyledin. Senden sonra ümmetine senin yerine geçmek üzere kimi seçtin?”

Ben dedim ki: “Ehlimin en hayırlı olanını seçtim.”
Bana buyurdu ki: “Ali bin Ebu Talib’i mi seçtin.”
Ben dedim ki: “Evet, ey Rabbim!”

Cenab-ı Hak bunun üzerine bana hitaben şöyle buyurdu: “Ey Muhammed! Yeryüzüne baktım, seni Seçtim sana isimlerimden bir isim verdim. Ben her zikredildiğimde sende zikredilesin Ben Mahmud olanım, sen ise Muhammed’sin, sonra bir daha yeryüzüne baktım ve Ali’yi seçtim, ona isimlerimden bir isim verdim. En yüce olan (Aliyyul Ala) benim, O’da yüce olan Ali’dir.

Ey Muhammed seni, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyni nurumdan yarattım. Sonra da sizlerin velayetini göklere ve iki yer yüzüne sundum. Kim sizin velayetinizi kabul ettiyse zafere ulaştı ve müminlerden oldu. Kimde sizin velayetinizi inkar eder ve kabul etmezse küfre ve dalalete saptı. 

Ya Muhammed! Bir kul, soyu kesilene kadar veya beli bükülene kadar bana ibadet etse dahi, bu haliyle sizin velayetinizi inkar ederse onu kesinlikle affetmeyeceğim. Ancak sizin velayetinizle gelirse…” [10]

10- “Halbuki onun gerçek tevilini ancak ilimde derinleşmiş olanlar bilir. Onlar; biz ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır derler, ancak akıl sahipleri düşünebilirler.” (Al-i İmran, 7)

İbn-i Hacer Askalani’nin rivayetine göre Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Ben Kur’an in inişi için nasıl savaştıysam, Ali’de Kur’an’ın tevili için savaşacaktır.”

Başka bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Ben ilmin şehriyim Ali’de onun kapısıdır. Kim ilim talep ederse onun İmam Ali’nin kapısına gelsin. [11]

Başka bir hadiste: “Benden sonra insanların, Kur’an’ın tevilini de bilmedikleri şeyleri Ali’den öğrenecekler. “ [12]

Tefsir ve hadis alimleri bu ayetin tefsir ve şerhinde, Hz. Resulullah’tan naklettikleri hadiste, Ali bin Ebu Talib tevil için savaşacak, nasıl ki Hz. Peygamber’in Kur’an’ın inişi için savaştığı gibi bu gerçeği Sünni alimlerinin en önde gelenleri ittifak etmişlerdir ve biz size bu hadislerin kaynaklarından bazılarını takdim ediyoruz:

  1. El İsabe fi Temyız’ul Sahabe c. 1 s. 22.
  2. Kenzul Ummal c. 6 s. 390-391.
  3. Yenabi-ul Mevedde s. 521.
  4. Şevahid-ul Tenzil c. 1 s.29.
  5. Menakib ibn-i Meğazıli s. 112.
  6. Menakib Harezmi s. 246.
  7. Feraid-ul Semteyn bab 56.
  8. Sevik-ul Muhrike s. 75- 93.
  9. Mızan-ul i’tidal fi Nekd-ul Rical c. 1 s. 205.
  10. El İstıab fı Ma’arifetul Sehabe c. 4 s. 35.
  11. Kıfayet-ul Talib s. 242.
  12. Hasais fi Fazı Ali Bin Ebi Talib’de.
  13. Müstedrek alal Sahiheyn c. 2 s. 148.
  14. Musned ibn-i Hanbel c. 6 s. 289.
  15. Musned Ebi Davud c. 3 s. 90.
  16. El-İmame ve’s Siyaset c. 2 s. 106.
  17. Sahih Müslim c. 4 s. 235.

Kaynaklar:

1- Kenzul Ummal h. 32966 ve Şevahid-ul Tenzil c. 1 s. 63-64.

2- Şevahid-ul Tenzil c. 1 s.92.

3- Irceh’ul Metalib s. 29. EI Nizam Durr’us Semteyn s.89.

4- Irceh’ul Metalib s. 70.

5- Mustedrek A’laI Sahiheyn  c.3  S. 4.

6- MenakıbiI Harazmi, s. 24.

7- Şevahid-ul Tenzil c. 1 s.106.

8- EI Bidaye ven Nihaye c. 7 s. 360.

9- Durret’un Nasihin c. 1 s. 22.

10- Harezmi, Mektel Hüseyn c. 1 s. 95; Feraid-ul Semteyn c. 2  ve Yenabi-ul Mevedde s. 486.

11- Menakib ibn-i Meğazıli s.84.

12- Şevahid-ul Tenzil c.1 s.29.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir